18 Kasım 2007 Pazar

Yüksek topuklu ayakkabıların çekiciliği....

Kadınlardaki yüksek topuk tutkusunun bedelini ayaklar öder. Kemik çıkıntılarından, nasıra, ağrıdan parmaklardaki şekil bozukluklarına kadar pek çok sorun çıkabilir.

Ayağınızı yüksek topuk hasarından korumak için beş öneri :

1- Ayağınıza en iyi uyan ayakkabıları alın. Ayakkabıyı denerken yüksek topuk nedeniyle ayağınızın ne kadar öne kaydığına dikkat edin. Eğer ayakkabıyı giydiğinizde topuğunuzun arkasında işaret parmağınızın rahatlıkla sığacağı kadar boşluk kalıyorsa, ayağınız fazlasıyla öne kaymıştır ve o ayakkabı ayağınıza iyi uymuyordur.
2- Ayak tabanınızda ağrı varsa ayakkabının içine ortopedik tam bir tabanlık yerleştirin veya topuklu ayakkabılarla uzun süre ayakta duruyorsanız, ayakkabının ön tarafına konulan silikon metatars yastıkçıkları kullanın. Bunlar mükemmel bir amortisördür, sizi hem rahatlatır, hem de kısmen korur.
3- Denge için kalın topukları seçin. Ayakkabının topuğu ne kadar kalınsa dengeniz daha iyi olacaktır ve vücudun yükü ayak üzerine daha eşit biçimde dağılacaktır. Her gün farklı yükseklikte topuklu ayakkabı giyilmesi de, yukarı da bahsettiğim ail tendonuyla ilgili sorunları azaltacaktır.
4- Ayakkabının ''eğimine'' dikkat edin. Öne doğru eğimi daha hafif olan ayakkabılar daha az ağrıya neden olur.5- Parmaklarda nasır oluşmasını önlemek için, parmakları açıkta bırakan yüksek topuklu ayakkabıları tercih edin.

Ayak sağlığı uzmanına görünün
Ayaklarınızı hem nasırlar, hem de diğer oluşumlar nedeniyle arada bir ayak sağlığı uzmanına gösterin, önerilerini alın. Gerekirse önleyici taban veya yastıkçıklar kullanın. Devam eden bir rahatsızlığınız veya şikâyetiniz varsa zaman kaybetmeden bir ortopedi uzmanına muayene olun.

13 Kasım 2007 Salı

Kahvenin faydaları ve zararları


Zararları:

Yüksek tansiyon
Edinburgh Üniversitesi uzmanlarının yaptığı bir araştırmayla, kahvenin tansiyona olan etkisiyle ilgili görüşler yeni bir ivme kazandı. Düzenli olarak günde dörtbeş bardak kahve içenler üzerinde yapılan araştırmalarda kandaki basınç, yani tansiyon hızla yükseldi. Yapılan testlerde, yüksek miktarda kahve tüketiminin tansiyonu hızla yükselttiği görüldü.

Kalp
Aşırı kahve tüketimi kalbin ritmini olumsuz yönde etkiliyor. Kahvenin içerdiği kafein fazla tüketildiğinde, kalpte ritim bozuklukları meydana gelebiliyor. Düzensiz kalp atışları ve kalp çarpıntısına neden olabiliyor. Doktorlar özellikle kalp hastalarının sınırlı miktarda kahve içmelerini tavsiye ediyor.

Mide
Kahve, ülseri tetikliyor ve midenin asit salgılamasını uyarıyor. Bu nedenle mide hastalarının günde 2 fincanı geçmemeleri gerekiyor.

Şeker hastalığı
Amerika'da yapılan araştırmalarda, yemek zamanlarında yükselen kan şekeriyle birlikte tüketilen kahvenin şeker hastalığını olumsuz yönde etkilediği ortaya çıktı. Uzmanlar şeker hastalarının da kahveyi sınırlı tüketmesini öneriyor.

Su kaybı
Uzmanların bir kısmı kahvenin vücutta sıvı kaybına neden olduğunu savunurken, bir kısmı da bu kaybın önemsiz derecede az olduğunu savunuyorlar. Fakat yine de ağır basan görüş diğer kafeinli içecekler gibi kahvenin de vücutta su kaybı yarattığı yönünde.

Doğurganlık
Günde üç fincan veya daha fazla kahve içmek, kadının doğurganlık oranını azaltıyor. Çünkü aşırı miktarda kafein tüketimi yumurtlamayı olumsuz etkiliyor. Brezilya'da bulunan Sao Paulo Üniversitesi uzmanlarının yaptığı araştırmalarda ise her gün düzenli olarak kahve içen erkeklerin içmeyenlere oranla daha güçlü spermleri olduğu kanıtlandı. Kafeinin spermin üzerinde uyarıcı etkisi olduğunu savunan uzmanlar, bunun merkezi sinir sisteminde de aynı etkiyi gösterdiğini iddia ediyorlar.

Hamilelik
Kafeinin anne karnındaki bebeğe zararlı olduğu biliniyor. Uzmanlar, hamile kadınların günlük kafein tüketme sınırlarının 300 mg ile sınıtlı kalması gerektiğini belirtiyor.

Faydaları:
Kahve zararı kadar yararının olmasıyla oldukça kafa karıştırıyor. Örneğin; yeşil ve siyah çay gibi, kahve de antioksidanlar içeriyor. Bu da kansere yol açan hücrelerin çoğalmasını engelliyor.

Cilt
ABD'de yapılan bir araştırmada, kahvenin ve egzersizin güneş ışınlarının neden olduğu cilt kanserinden koruduğu ortaya çıktı. New Jersey’deki Rutgers Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre, fiziksel egzersizle birlikte ölçülü kahve tüketimi, güneşin ultraviyole B (UVB) ışınlarının yol açtığı kanserojen etkileri ortadan kaldırabiliyor.

Safra taşları
Kadın vücudu erkeğe kıyasla iki kat daha fazla safra taşı üretiyor. Günde dört bardak kahve içen kadınların içmeyenlere oranla yüzde 25 daha az safra taşından şikayet ettiği kanıtlandı.
Kahve konsantrasyona yardımcı oluyor. Yapılan araştırmalarda, okul çağındaki çocukların az miktarda kahve ile süt içtiklerinde sabahki derslerinde daha başarılı oldukları görülüyor.

Parkinson
Yapılan bir araştırmada günde bir fincan kahve içen erkeklerin parkinson hastalığı riskinin yüzde 40’a varan oranlarda azaldığı ortaya çıkarılmıştır. Bununla beraber menopoz sonrası ostrojen terapisi gören kadınlarda kahve tüketimi Parkinson Hastalığı riskini arttırmakta...

Karaciğer
Kahve tüketmek özellikle siroz yüzünden oluşan karaciğer kanseri riskinin azaltılmasına yardımcı oluyor. Düzenli kahve içenlerin siroz gibi karaciğer rahatsızlıklarından daha az şikayet ettiği görülüyor.

Kaynak : Milliyet Gazetesi

11 Kasım 2007 Pazar

Yeterli folik asit alıyor musunuz?

Folik asit, vücudun birçok farklı sistemi için çok önemli görevleri olan bir vitamin. Özellikle öncesinde ve gebelik süresince folik asit desteği çok önemli.

Folik asit nedir? Aslında çok alışıldık bir isim olmasa da ''asit'' olarak ifade edilse de folik asit, bir vitaminin ismi. Bu vitaminin vücudun birçok farklı sistemi için çok önemli görevleri var.Folik asit yetersizliğinde büyüme geriliği, üreme güçlüğü ve anemi (kansızlık) görülür. Folik asitten yetersiz beslenen anne adaylarının bebeklerinde ''sinir tüp bozukluğu'' hastalığı (nöral tüp defekti) görülebilmektedir. Gebelik öncesinden itibaren, gebelik süresince folik asit desteği alınması önemlidir.
Folik asitten yetersiz beslenen insanların kan homosistein düzeyinin yüksek olduğu, bunun da koroner kalp hastalığı için risk oluşturduğu bildirilmiştir. Bu gruptaki kişiler de dışardan takviye olarak folik asit alabilir. Folik asit yardımcı enzimi, kan hücrelerinin yapımı ve hücre çoğalması için gereklidir. Ayrıca, bağışıklık sisteminde lenfositlerin işlevleri ve antikor oluşumu için de folik asit eksikliğinin bulunmaması önemlidir.

Isı etkisiyle kolay parçalanır
Folik asit düzeyi düşük kişilerde, dedresyona benzer belirtiler görülebilmektedir. Serotonin hormonu yetersiz olan kişilerin, aynı zamanda folik asit düzeylerinde de düşüklük görülür. Bu hastaların diyetine folik asit eklendiği zaman ise hem serotonin düzeyleri yükselir, hem de psikolojik durumlarında düzelme olur.Folik asit, ısı etkisiyle kolayca parçalanır. Sulu ısıda parçalanma, kuru ısıdan daha çoktur. Isının artması ve ısıtma süresinin uzaması, vitamin kaybını artırır. Aynı şekilde, pişirme suyunun miktarı fazlalaştıkça vitamin kaybı artar. Pişirme suyunun atılması da önemli bir vitamin kaybı sebebidir. Folik asit, ışığa ve oksidasyona da duyarlıdır.
Günlük folik asit gereksinimi; kadın ve erkek için 400 mikrogram (mcg), gebelik dönemi için 600 mcg ve emzirme dönemi için 500 mcg’dır. Marul, ıspanak, kuşkonmaz, şalgam, dana ciğeri, maydanoz, lahana, brokoli, portakal, yeşillikler, karnabahar, pancar ve mercimek folik asidin kaynaklarındandır.Folik asit nasıl pişirilir, saklanır veya işlenir? Pişirmeyle yaklaşık olarak folik asidin yüzde 40’ında kayıp söz konusudur. İşlenmiş tahıllarda ve unda yaklaşık yüzde 70 oranında kayıptan söz edilebilir.

Hangi belirtiler yüksek folat içeren besinlerinden almaya ihtiyaç duyulduğunu gösterir?


Sinirlilik, huzursuzluk
Unutkanlık, karışıklık veya zihinsel yorgunluk
Depresyon
Uykusuzluk
Kas yorgunluğu
Diş eti iltihabı veya periodontal hastalıklar

Bazı besinlerin yenebilen kısımlarının ortalama folik asit değerleri (mcg/100 g)

Karaciğer 276
Kuru fasulye 125
Mercimek 107
Ceviz 77
Ispanak 75
Badem 45
Tam buğday ekmek 30
Pirinç- kabuğu ayrılmış 16
Beyaz ekmek 15
Peynir 13
Yumurta 5

Günde ne kadar folik asit tüketmelisiniz?

Bir porsiyon kıymalı sebze yemeği, bir porsiyon mercimek yemeği, bir porsiyon bulgur pilavı, bir yumurta, bir bardak süt, bir porsiyon sebze yemeği, bir porsiyon salata, bir adet meyve, altı orta dilim ekmekten oluşan bir günlük diyette, 200 mikrogram civarında folik asit alınmış olur.

Aklınızda bulunsun

Alkoliklerin yüzde 60’ında folik asit yetersizliği görülür. Bu nedenle, alkol alımında folik asit ihtiyacı artar. Pişirme ile sebzelerdeki folik asit miktarında önemli kayıplar olmaktadır. En çok kayıp, bol suda pişirilen sebzenin suyunun atılması ile olur. Bu gibi pişirme yöntemlerinde kayıp oranı yüzde 90-95’e yükselir. Bu yöntemde, sebzelerdeki C vitamini de kaybolduğundan, folik asidin kullanılma oranı daha da düşer. Kısa sürede, az suda, suyunu atmadan pişirme sürecinde, folik asit kaybı azdır. Mayalandırma, besinin folik asit değerini artırır. Örneğin, yoğurtta süttekinin üç katı folik asit olduğu bildirilmiştir.

Folik asit içeriği yüksek besinlerin yararları neler?

Kırmızı kan hücreleri üretimini destekler ve anemiden korunmada yardımcı olur.
Kanınızdaki homosisteinin artmasına önlemeye yardım eder.
Özellikle cilt hücrelerindeki hücre üretimini destekler.
Sinir fonksiyonlarının uygun şekilde olmasına izin verir.
Osteoporoza bağlı kemik kırılmalarının önlenmesinde yardımcıdır.
Alzheimer hastalığıyla da ilişkili olan bunamanın önlenmesinde yardımcıdır.

Kaynak : Milliyet Gazetesi