18 Kasım 2007 Pazar

Yüksek topuklu ayakkabıların çekiciliği....

Kadınlardaki yüksek topuk tutkusunun bedelini ayaklar öder. Kemik çıkıntılarından, nasıra, ağrıdan parmaklardaki şekil bozukluklarına kadar pek çok sorun çıkabilir.

Ayağınızı yüksek topuk hasarından korumak için beş öneri :

1- Ayağınıza en iyi uyan ayakkabıları alın. Ayakkabıyı denerken yüksek topuk nedeniyle ayağınızın ne kadar öne kaydığına dikkat edin. Eğer ayakkabıyı giydiğinizde topuğunuzun arkasında işaret parmağınızın rahatlıkla sığacağı kadar boşluk kalıyorsa, ayağınız fazlasıyla öne kaymıştır ve o ayakkabı ayağınıza iyi uymuyordur.
2- Ayak tabanınızda ağrı varsa ayakkabının içine ortopedik tam bir tabanlık yerleştirin veya topuklu ayakkabılarla uzun süre ayakta duruyorsanız, ayakkabının ön tarafına konulan silikon metatars yastıkçıkları kullanın. Bunlar mükemmel bir amortisördür, sizi hem rahatlatır, hem de kısmen korur.
3- Denge için kalın topukları seçin. Ayakkabının topuğu ne kadar kalınsa dengeniz daha iyi olacaktır ve vücudun yükü ayak üzerine daha eşit biçimde dağılacaktır. Her gün farklı yükseklikte topuklu ayakkabı giyilmesi de, yukarı da bahsettiğim ail tendonuyla ilgili sorunları azaltacaktır.
4- Ayakkabının ''eğimine'' dikkat edin. Öne doğru eğimi daha hafif olan ayakkabılar daha az ağrıya neden olur.5- Parmaklarda nasır oluşmasını önlemek için, parmakları açıkta bırakan yüksek topuklu ayakkabıları tercih edin.

Ayak sağlığı uzmanına görünün
Ayaklarınızı hem nasırlar, hem de diğer oluşumlar nedeniyle arada bir ayak sağlığı uzmanına gösterin, önerilerini alın. Gerekirse önleyici taban veya yastıkçıklar kullanın. Devam eden bir rahatsızlığınız veya şikâyetiniz varsa zaman kaybetmeden bir ortopedi uzmanına muayene olun.

13 Kasım 2007 Salı

Kahvenin faydaları ve zararları


Zararları:

Yüksek tansiyon
Edinburgh Üniversitesi uzmanlarının yaptığı bir araştırmayla, kahvenin tansiyona olan etkisiyle ilgili görüşler yeni bir ivme kazandı. Düzenli olarak günde dörtbeş bardak kahve içenler üzerinde yapılan araştırmalarda kandaki basınç, yani tansiyon hızla yükseldi. Yapılan testlerde, yüksek miktarda kahve tüketiminin tansiyonu hızla yükselttiği görüldü.

Kalp
Aşırı kahve tüketimi kalbin ritmini olumsuz yönde etkiliyor. Kahvenin içerdiği kafein fazla tüketildiğinde, kalpte ritim bozuklukları meydana gelebiliyor. Düzensiz kalp atışları ve kalp çarpıntısına neden olabiliyor. Doktorlar özellikle kalp hastalarının sınırlı miktarda kahve içmelerini tavsiye ediyor.

Mide
Kahve, ülseri tetikliyor ve midenin asit salgılamasını uyarıyor. Bu nedenle mide hastalarının günde 2 fincanı geçmemeleri gerekiyor.

Şeker hastalığı
Amerika'da yapılan araştırmalarda, yemek zamanlarında yükselen kan şekeriyle birlikte tüketilen kahvenin şeker hastalığını olumsuz yönde etkilediği ortaya çıktı. Uzmanlar şeker hastalarının da kahveyi sınırlı tüketmesini öneriyor.

Su kaybı
Uzmanların bir kısmı kahvenin vücutta sıvı kaybına neden olduğunu savunurken, bir kısmı da bu kaybın önemsiz derecede az olduğunu savunuyorlar. Fakat yine de ağır basan görüş diğer kafeinli içecekler gibi kahvenin de vücutta su kaybı yarattığı yönünde.

Doğurganlık
Günde üç fincan veya daha fazla kahve içmek, kadının doğurganlık oranını azaltıyor. Çünkü aşırı miktarda kafein tüketimi yumurtlamayı olumsuz etkiliyor. Brezilya'da bulunan Sao Paulo Üniversitesi uzmanlarının yaptığı araştırmalarda ise her gün düzenli olarak kahve içen erkeklerin içmeyenlere oranla daha güçlü spermleri olduğu kanıtlandı. Kafeinin spermin üzerinde uyarıcı etkisi olduğunu savunan uzmanlar, bunun merkezi sinir sisteminde de aynı etkiyi gösterdiğini iddia ediyorlar.

Hamilelik
Kafeinin anne karnındaki bebeğe zararlı olduğu biliniyor. Uzmanlar, hamile kadınların günlük kafein tüketme sınırlarının 300 mg ile sınıtlı kalması gerektiğini belirtiyor.

Faydaları:
Kahve zararı kadar yararının olmasıyla oldukça kafa karıştırıyor. Örneğin; yeşil ve siyah çay gibi, kahve de antioksidanlar içeriyor. Bu da kansere yol açan hücrelerin çoğalmasını engelliyor.

Cilt
ABD'de yapılan bir araştırmada, kahvenin ve egzersizin güneş ışınlarının neden olduğu cilt kanserinden koruduğu ortaya çıktı. New Jersey’deki Rutgers Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre, fiziksel egzersizle birlikte ölçülü kahve tüketimi, güneşin ultraviyole B (UVB) ışınlarının yol açtığı kanserojen etkileri ortadan kaldırabiliyor.

Safra taşları
Kadın vücudu erkeğe kıyasla iki kat daha fazla safra taşı üretiyor. Günde dört bardak kahve içen kadınların içmeyenlere oranla yüzde 25 daha az safra taşından şikayet ettiği kanıtlandı.
Kahve konsantrasyona yardımcı oluyor. Yapılan araştırmalarda, okul çağındaki çocukların az miktarda kahve ile süt içtiklerinde sabahki derslerinde daha başarılı oldukları görülüyor.

Parkinson
Yapılan bir araştırmada günde bir fincan kahve içen erkeklerin parkinson hastalığı riskinin yüzde 40’a varan oranlarda azaldığı ortaya çıkarılmıştır. Bununla beraber menopoz sonrası ostrojen terapisi gören kadınlarda kahve tüketimi Parkinson Hastalığı riskini arttırmakta...

Karaciğer
Kahve tüketmek özellikle siroz yüzünden oluşan karaciğer kanseri riskinin azaltılmasına yardımcı oluyor. Düzenli kahve içenlerin siroz gibi karaciğer rahatsızlıklarından daha az şikayet ettiği görülüyor.

Kaynak : Milliyet Gazetesi

11 Kasım 2007 Pazar

Yeterli folik asit alıyor musunuz?

Folik asit, vücudun birçok farklı sistemi için çok önemli görevleri olan bir vitamin. Özellikle öncesinde ve gebelik süresince folik asit desteği çok önemli.

Folik asit nedir? Aslında çok alışıldık bir isim olmasa da ''asit'' olarak ifade edilse de folik asit, bir vitaminin ismi. Bu vitaminin vücudun birçok farklı sistemi için çok önemli görevleri var.Folik asit yetersizliğinde büyüme geriliği, üreme güçlüğü ve anemi (kansızlık) görülür. Folik asitten yetersiz beslenen anne adaylarının bebeklerinde ''sinir tüp bozukluğu'' hastalığı (nöral tüp defekti) görülebilmektedir. Gebelik öncesinden itibaren, gebelik süresince folik asit desteği alınması önemlidir.
Folik asitten yetersiz beslenen insanların kan homosistein düzeyinin yüksek olduğu, bunun da koroner kalp hastalığı için risk oluşturduğu bildirilmiştir. Bu gruptaki kişiler de dışardan takviye olarak folik asit alabilir. Folik asit yardımcı enzimi, kan hücrelerinin yapımı ve hücre çoğalması için gereklidir. Ayrıca, bağışıklık sisteminde lenfositlerin işlevleri ve antikor oluşumu için de folik asit eksikliğinin bulunmaması önemlidir.

Isı etkisiyle kolay parçalanır
Folik asit düzeyi düşük kişilerde, dedresyona benzer belirtiler görülebilmektedir. Serotonin hormonu yetersiz olan kişilerin, aynı zamanda folik asit düzeylerinde de düşüklük görülür. Bu hastaların diyetine folik asit eklendiği zaman ise hem serotonin düzeyleri yükselir, hem de psikolojik durumlarında düzelme olur.Folik asit, ısı etkisiyle kolayca parçalanır. Sulu ısıda parçalanma, kuru ısıdan daha çoktur. Isının artması ve ısıtma süresinin uzaması, vitamin kaybını artırır. Aynı şekilde, pişirme suyunun miktarı fazlalaştıkça vitamin kaybı artar. Pişirme suyunun atılması da önemli bir vitamin kaybı sebebidir. Folik asit, ışığa ve oksidasyona da duyarlıdır.
Günlük folik asit gereksinimi; kadın ve erkek için 400 mikrogram (mcg), gebelik dönemi için 600 mcg ve emzirme dönemi için 500 mcg’dır. Marul, ıspanak, kuşkonmaz, şalgam, dana ciğeri, maydanoz, lahana, brokoli, portakal, yeşillikler, karnabahar, pancar ve mercimek folik asidin kaynaklarındandır.Folik asit nasıl pişirilir, saklanır veya işlenir? Pişirmeyle yaklaşık olarak folik asidin yüzde 40’ında kayıp söz konusudur. İşlenmiş tahıllarda ve unda yaklaşık yüzde 70 oranında kayıptan söz edilebilir.

Hangi belirtiler yüksek folat içeren besinlerinden almaya ihtiyaç duyulduğunu gösterir?


Sinirlilik, huzursuzluk
Unutkanlık, karışıklık veya zihinsel yorgunluk
Depresyon
Uykusuzluk
Kas yorgunluğu
Diş eti iltihabı veya periodontal hastalıklar

Bazı besinlerin yenebilen kısımlarının ortalama folik asit değerleri (mcg/100 g)

Karaciğer 276
Kuru fasulye 125
Mercimek 107
Ceviz 77
Ispanak 75
Badem 45
Tam buğday ekmek 30
Pirinç- kabuğu ayrılmış 16
Beyaz ekmek 15
Peynir 13
Yumurta 5

Günde ne kadar folik asit tüketmelisiniz?

Bir porsiyon kıymalı sebze yemeği, bir porsiyon mercimek yemeği, bir porsiyon bulgur pilavı, bir yumurta, bir bardak süt, bir porsiyon sebze yemeği, bir porsiyon salata, bir adet meyve, altı orta dilim ekmekten oluşan bir günlük diyette, 200 mikrogram civarında folik asit alınmış olur.

Aklınızda bulunsun

Alkoliklerin yüzde 60’ında folik asit yetersizliği görülür. Bu nedenle, alkol alımında folik asit ihtiyacı artar. Pişirme ile sebzelerdeki folik asit miktarında önemli kayıplar olmaktadır. En çok kayıp, bol suda pişirilen sebzenin suyunun atılması ile olur. Bu gibi pişirme yöntemlerinde kayıp oranı yüzde 90-95’e yükselir. Bu yöntemde, sebzelerdeki C vitamini de kaybolduğundan, folik asidin kullanılma oranı daha da düşer. Kısa sürede, az suda, suyunu atmadan pişirme sürecinde, folik asit kaybı azdır. Mayalandırma, besinin folik asit değerini artırır. Örneğin, yoğurtta süttekinin üç katı folik asit olduğu bildirilmiştir.

Folik asit içeriği yüksek besinlerin yararları neler?

Kırmızı kan hücreleri üretimini destekler ve anemiden korunmada yardımcı olur.
Kanınızdaki homosisteinin artmasına önlemeye yardım eder.
Özellikle cilt hücrelerindeki hücre üretimini destekler.
Sinir fonksiyonlarının uygun şekilde olmasına izin verir.
Osteoporoza bağlı kemik kırılmalarının önlenmesinde yardımcıdır.
Alzheimer hastalığıyla da ilişkili olan bunamanın önlenmesinde yardımcıdır.

Kaynak : Milliyet Gazetesi

30 Ekim 2007 Salı

Süper kadın olmaya özenmeyin.

Süper kadınların hastalığı olarak adlandırılan ‘fibromiyalji’de hastalar, yaygın kas ağrıları, çarpıntı, migren, ellerde uyuşma, barsak spazmları, gaz şikayetlerinden yakınıyor. Hastalar doktora ‘Her yerim ağrıyor, dayak yemiş gibiyim, sabah bitkin kalkıyorum’ diyerek başvuruyor...
International Hospital İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayda Uluhan, “Bu hastalık daha çok süper kadınların hastalığı. Kesin bir tedavisi yok, hastaya hayata bakışını değiştirmesi, aşırı stresten uzak durmasını öneriyoruz” diyerek şu bilgileri verdi:
Fibromiyaljiye kas romatizması denilse de, ne iltihaplı bir hastalık, ne de romatizmal bir rahatsızlık. Birçok belirtisi var. Hastalığın tam olarak neden olduğu bilinmemekle birlikte, uyku bozukluğu olan kişilerde daha çok görülüyor. Normalde uykunun dört evresi var. Uykunun dördüncü evresine geçemeyen kişilerde vücut gerginliğinin ertesi güne sarkması nedeniyle bu hastalık oluşabiliyor...Vücudun sırt, göğüs, kol içleri, dirsekler, kalçalar gibi bölgelerindeki gerginlik noktalarındaki hassasiyet ve ağrı bölgeleriyle kendini gösteriyor. Hastalar doktora her yerim ağrıyor, dayak yemiş gibiyim, sabah bitkin kalkıyorum, hiç uyumamış gibiyim derler. En ağır romatizmada bile hasta her yerim ağrıyor demez, ama bu hastalar her yerlerinin ağrıdığını ifade ederler...
Doktor, doktor dolaştırıyor.
Fibromiyalji hastaları esas olarak kas ağrılarıyla doktora gidiyorlar. Ama iç organ kasları, spastik kolon, sinirsel kolit, baş ağrısı, çarpıntı, ellerde uyuşma, çene kitlemesi ve diş gıcırdatma gibi rahatsızlıklarla dişhekimine de başvurabiliyorlar. Yani birçok bölümü dolaşıyorlar ama teşhis konulduğunda tüm bu yakınmalar bitiyor. Hastalığın tedavisi yoktur demenin daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Hastalara hayat tarzınızı, kafa yapınızı değiştirmeniz, zihninizi ve ruhunuzu rahatlatmanız lazım diyoruz. Aynı zamanda yaşam koşullarının da değiştirilmesi gerekiyor. Spora, kaplıcaya gitmek rahatlatıyor. Endişeyi de tedavi ediyoruz. Erkeklerde olunca daha zor, çünkü erkekler kabullenmiyor ya da kabullenmekte zorlanıyor. Kadınlar ise daha kolay kabulleniyor. Hastaların gergin kişilik yapılarıyla, süper kadın dediğimiz işini, evini her şeyini planlayıp yapmaya çalışan bir kadın grubu var. Amerika’da 4-5 milyon kişi fibromiyalji hastalığından yakınıyor...
Fizik tedavi faydalı.
Hastalığın tedavisinde birçok branştan destek alınıyor. Ancak fizik tedavi, egzersiz, ilaç tedavisi büyük yarar sağlıyor. Hastalığı zamana yayarak tedavi etmeye çalışmak gerekiyor. Hastalarda dönem dönem şikayetler artıyor. Çocuğu sünnet oluyor, evleniyor ya da bir evden başka bir eve taşınıyor, bunlar süper kadınlarda telaşa, endişeye, hastalık belirtilerinin artmasına neden oluyor. Bu özel stres durumlarında hastalara ilaç tedavisi veriyoruz. Tiroid ve romatizmal hastalıkların fibromiyaljinin dışında tutulması lazım. Bunun için de kan tahlillerinin ve muayenenin iyi yapılması çok önemli. Fizik tedavi romatolog ve dahiliye uzmanı bu hastalığın teşhisini koyabiliyor. Ama testleri de yapmak lazım.

KAYNAK : Hürriyet Gazetesi

22 Ekim 2007 Pazartesi

Çikolata Yeme Demek Daha Zararlı


Milliyet Gazetesinde Okuduğum habere göre; psikologlar, kadınların zayıflamak için çikolata yeme arzularını bastırmalarının daha fazla çikolata yemelerine yol açtığını açıklamış.Haberin devamında şunlar var:
İngiliz bilim adamları, rejim yaparken çikolata yeme arzularını bastırmaları gerektiği söylenen kadınların, kendilerine çikolata teklif edildiğinde normalde yedikleri miktardan yüzde 50 daha fazla çikolata tükettiklerini ortaya koydu. Hertfordshire Üniversitesi öğretim üyesi James Erskine, "Bu konuyla baş etmenin yolu, çikolatayı tamamen yasaklamak değil, onlara alternatif tüketim şekilleri sunmaktır" dedi. Erskine, sigarayı bırakmaya çalışan kadınların da benzer bir eğilim içinde olduğunu söyledi.
Bu araştırmayı yapandan Allah Razı olsun. Artık biz kadınların çikolata yeme özgürlüğümüzü rahat bıraksınlar. Haksızmıyım ? -:)

17 Ekim 2007 Çarşamba

Yüz Şeklinize Göre Makyaj Teknikleri

Uzun Yüz için Makyaj Teknikleri:
Uzun yüz şeklinde uzunluk genişliğin bir buçuk katından fazladır ve amaç uzunluğu azaltmaktır.
Tam çene altından yukarı doğru ve çene çizgisi etrafında kalın çizgiler yapın. Alnın kenarlarından şakaklara doğru gölge yapın. Dış kısmına daha koyu olmak üzere yanak kemiğine allık sürün. Allığı kulağa yakın bölgeye kadar uzatın.

Yuvarlak Yüz için Makyaj Teknikleri:
Yuvarlak yüzde genişlik uzunluğun üçte ikisinden fazladır ve amaç hatları keskinleştirmek ve inceltmektir. Yanak kemiklerinin altında, yanakları içeri çekerek çukurlar yaratın. Allığı önce kulaklardan burna doğru, bu çukur üzerinde sürün. Sonra yukarıya alına doğru uygulayın. Yüz ortasını açık renk bir pudra ile aydınlatın.

Oval Yüz için Makyaj Teknikleri:
Oval yüz şeklinde uzunluk genişliğin bir buçuk katı kadardır. Bu yüz biçimi şekillendirme gerektirmez. Allığı doğrudan elmacık kemiği üzerine uygulayın. Şakaklara doğru yönünü yukarı çevirin.Yüzünüzün daha ince görünmesi için, şakaklarınıza, elmacık kemiklerinize ve çene altınıza büyük bir allık fırçası yardımıyla bronz allık sürün. Daha açık renk pudrayla alnınızı, burnunuzu ve çene ucunuzu vurgulayın.

9 Ekim 2007 Salı

Sevgilinizin Gözü Dışardaysa...

Amerika'da yapılan bir araştırmaya göre, erkek aldatmak için her durumda kendine 'geçerli, gerekli ve makul' bir sebep buluyor. İşte erkeğin ihanetinin en belirgin on nedeni...

1- Belki de size olan sevgisi bitmiştir.
Uzun ilişkilerde eşlerine olan duygularını yitiren erkekler, ayrılmak yerine, başka bir kadınla ilişkiye girmeyi tercih eder.
2- Onunla yeterince ilgilenmiyorsanız .Kadınlar uzun süreli ilişkilerde eşlerine yeteri kadar ilgi göstermemeye başlar. Bu da zamanla erkeği kadından soğutur.
3- Eğer onu bir kez bile affettiyseniz. Çoğu kadın, eşi kendisini aldattığında bunu affeder. Bu da erkeğin yeniden ihanet etmesine cesaret kazandırır.
4- Sürekli dırdır edip duruyorsanız .Onu hiç dinlemeyip sürekli kendi fikirlerinizi empoze etmeye çalışıyorsanız, partnerinizin aklına başkasının gelme ihtimali her zaman yüksektir.
5- Sık sık aldatma fırsatı buluyorsa. Hiçbir erkek sekse kolay kolay 'hayır' diyemez. Erkeğin ihanet için fırsatı varsa, bunu değerlendirmekten hiç çekinmez.
6- Başka kadınlar çok ilgi gösteriyorsa. Bir erkeğin başka kadınlar tarafından arzulandığını hissetmesi, egosunu okşar. Bu durumda aldatma kaçınılmazdır.
7- Sizi kandıracağına inancı tamamsa. Erkeklerin çoğu, 'Gözlerin görmediğini, kalp de hissetmez' sözüyle hareket eder ve eşini kandırabileceğine çok inanır.
8- İhanetin tadını bir kere bile aldıysa. İhanet, başka bir kadınla 'yasak ilişki' erkeklerin adrenalinini yükseltir. Bu heyecan, ihanetin de en büyük nedenidir.
9- Eğer siz de ona ihanet ettiyseniz. Erkek, eğer partneri tarafından ihanete uğrarsa kendisi de aynı yolu seçer ve partnerinden ihanet ederek intikam alır.
10- Cinsel hayatınız monotonlaşmışsa. Evlilik, zaman içinde giderek seks hayatını de monotonlaştırır. Bu da en büyük ihanet nedenlerinden biri

5 Ekim 2007 Cuma

Aşkınızın Ölümsüz Olmasını İstermisiniz ?


Çok mutlu bir beraberliğiniz var ve onu sonsuza dek yaşatmak istiyorsanız bazı yanlışlardan uzak durmalısınız. Bu alışkanlıklarınızı değiştirmeli ve ölümsüz aşka yelken açmalısınız.


Kendinize önem gösterin.
Dağınık olduğunuz zamanlar kadar farklı giyindiğiniz zamanlarda olsun. Dantel gecelikle olduğunuz kadar eşofmanlarla da seksi olmayı ve kalmayı bilin.
Annecilik oynamayınErkeğe gereğinden fazla ilgi göstermeyin. Annesi gibi davranmayın.

Yaptığınız her şeyi birlikte yapmaya çalışın. Sorumluluk alması gerektiğinde sizi hayal kırıklığına uğratmaz. Zaten sorumlu bir erkek sizi bunca yükün altında bırakmaz.


Kıskançlık kıskacına düşmeyin.Kıskançlık hissi onun sevgisini hak etmediğinize dair derin bir korkunun dışavurumudur. Başka bir kadına ilgi gösteriyorsa bağırıp çağırmayın (çok aleni) ya da ortalığı birbirine katmayın (çok çaresizce). Kulağına baştan çıkarıcı sözler fısıldayın, ona acımasızca kur yapın. Böylece ilgisinin size kaymasını sağlayarak kendinizden şüphe duymanıza yol açan yıkıcı hislerden kurtulacaksınız.


Sıkıcı sorulardan kaçının.Kadınların sorduğu bazı sorular anlamsız ve feci şekilde sinir bozucudur. Erkek arkadaşınızın size bağlı kalmasını istiyorsanız "Beni ne kadar seviyorsun?", "Sence ben şişman mıyım?", "O gömleği bu pantolonla giymeyeceksin değil mi?" , "Yemeğe çıkıp sonra da sinemaya gitmek yerine video kiralayıp pizza ısmarlasak olmaz mı?" gibi sorular sormaktan kaçının.

Sağlıklı Pişirme Teknikleri


Lezzetten ödün vermeden sağlıklı yemekler pişirmek zor değil. Neyi, nasıl pişireceğinizi bilerek geleneksel mutfağımızdaki yöntemlerden yararlanabilirsiniz...

Aşçı olmaya lüzum yokSağlıklı ve lezzetli yemekler pişirmek için mutlaka gurme veya aşçı olmanıza ya da pahalı pişirme aletleri kullanmanıza ihtiyacınız yok.
Yemeklerinizi hazırlarken temel pişirme yöntemlerini kullanarak sağlıklı yemekler pişirebilirsiniz. Öncelikli hedefiniz yemeklerinizi lezzetlendirmek için aşırı miktarda yağ ve tuz eklemeyi sınırlamak; bunun yerine domates, çeşitli sebzeler ve baharatlara daha fazla yer vermek olmalıdır.

Fırında pişirme: Deniz ürünlerini, tavuk, hindi, yağsız et, sebzeleri ve meyveleri fırında pişirebilirsiniz. Fırındaki kuru havayla yiyecekleri az yağla pişirmeniz mümkün. Üstünü kapayabilir veya biraz kızarmasını istiyorsanız üzerini açık bırakarak pişirebilirsiniz. Fırınlamanın olumlu yanı, ekstra yaÇ ilave etmenize gerek kalmamasıdır. Besinleri fırında pişirirken yağın damladıktan sonra yanmasını engellemek için besin ile kap arasına tel ızgara koyabilirsiniz. Besinler içerdikleri yaÇ veya suyla pişer ve bu şekilde lezzetlerinden hiçbir şey kaybetmezler.

Ağır ateşte pişirme: Bu pişirme yönteminde önce besinler yüksek ateşte renk değiştirinceye kadar, kısa süre tutulur. Ardından çok az miktarda su ilave edilerek ağır ateşte pişirilir. Pişireceğiniz yemeğin türüne göre bu yöntemde su ilavesi yerine besleyici özellikleri bakımından zengin olan domates suyunu da kullanabilirsiniz. Özellikle sebzeli yemekleri pişirmek için uygun bir yöntemdir.

Izgara ve kavurma: Her iki yöntemde de besinlerin her bölümünün eşit pişmesi önemlidir. Izgara yaparken besinlerin yeterli ısıyı alıp almadığından emin olmak için pişirdiğiniz besinin her iki tarafını da 3 - 5 dakika pişirin. Açık havada ızgara yapacaksanız öncelikle kömürün gerçekten kor olduğundan emin olmalısınız. Yiyecekleri alevle kesinlikle temas ettirmeyin. Izgara yaparken büyük parçalar halinde doğradığınız sebzeleri de aralara yerleştirmek, yiyeceğinizin lezzetlenmesine ve içeriğindeki suyun muhafazasına neden olur. Kavurma işlemi ise pek tercih edilen bir pişirme yöntemi değildir. Izgara ve kavurma yöntemlerinde besinden yağ dışarı atılmış olur.

3 Ekim 2007 Çarşamba

Aşkınıza Sahip Çıkın !

Sevgilinizle, kız arkadaşlarınızdan daha az konuşuyor ya da evdeyken pijamadan başka bir şey giymiyorsanız onunla aşk yaşadığınızı hatırlayın!
Düşündüğünüz zaman en az ilgiyi erkek arkadaşımıza gösteriyoruz. İş arkadaşlarımızla, okul arkadaşlarımızla, patronumuzla hatta kuru temizlemecideki adamla bile zaman zaman daha ilgili sohbet ediyoruz. Böyle durumlarda izlememiz gereken yollar var. İşte size rehberlik edecek yolların listesi...

Ona arkadaşlarınızdan daha özenli davranın.

Arkadaşlarınızın kaprislerini zaman zaman çekiyorsunuz öyle değil mi? Ancak iş evdeki nazlanmayı çekmeye geldiğinde yazık ki daha sinirli davranıyorsunuz. ilk zamanlar onun için giyiniyor, işlerinizi ona göre ayarlıyor, belki de onu etkiyebilmek için daha çok okuyordunuz. Unutmayın ki ilişkinizin buna hala ihtiyacı var.


Tüm dedikoduyu kız arkadaşlara harcamayın.

Uzun ilişkilerde zamanla konuşacaklarınızın azaldığını fark etmeye başlarsınız. Sohbet edebilmek için dinlemek gerektiğini unutmayın. Onun anlattıklarını her zaman dinleyin, bu onu sevindirecek ve size yaşadıklarını anlatmak için onu cesaretlendirecektir.


Dışarıya çıkmak için bahaneler yaratın

Sürekli televizyon karşısında pineklemeyi bırakın! Hoş sürprizli geceler organize etmesini ondan mı bekliyorsunuz, peki ne zamandır? O organizasyon konusunda belki de sizin kadar iyi değildir, ama sizin düzenlediğiniz bir geceden kesinlikle keyif alacaktır.


Ona daha özenli davranın

Evinizin dekorasyonunu baştan düzenleyin. Evinizi iş yerinizi gibi yapın demiyoruz elbette ki, mutfağınızı toplantı salonuna benzetemezsiniz. Ancak ilişkinizi için keyif verici ayrıntılarla donatabilirsiniz çevrenizi.


Tepki vermeden önce düşünün

Çalışırken iş yerindeyken çoğunlukla yüzümüzde bir maske taşırız. Evde olduğumuzdan faklı bir davranış modeli sergileriz. Ancak evdeki kişi de işteki kişi de biziz. Dolayısıyla zaman zaman işte nasıl davrandığınızı evdeyken kendinize örnek alın. Mesela iş yerinizde karar vermeniz gerektiği zamanlarda duygusal olmaktan kaçınırsınız. Bunu nedene erkek arkadaşınıza da uygulamıyorsunuz. Söylediği şeylere tepki vermeden önce düşünün. Sizi aramayı mı unuttu, sakin davranın. Onu dinleyerek sorunlarınızı çözün.


Başarı için giyinin.

Evde pijamalarla do¬laşmanız elbette ki doğal. Tüm gün iş ye¬rinde topuklu ayakkabıların üstündesiniz ve eve gelince yumuşak pofuduk terlikleri hak ettiniz. Ancak kişiler giydikleri kıyafetlerle fark etmeden de olsa karşısında¬ki insana saygısını ifade eder. Bu nedenle cenaze, düğün ve bayramlara özel kıyafetlerimiz vardır. Evde tabii ki inci küpeler ve yüksek ökçelerle dolaşmanız gerekmiyor, ama eşofmanlarınıza bile özen gösterebilirsiniz. Pijama mı giyiyorsunuz, onun sevdiği renklerde bir geceliğe ne dersiniz?


Ona nazik davranın.

İlk günlerin büyüsü zamanla ortadan kalkar. Yatağa beraber girmeye ve her sabah beraber uyanmaya başlayınca heyecan yavaş yavaş azalmaya başlayacaktır. Eğer eskisi kadar iyi iletişim kuramıyorsanız her şeyi bir kenara bırakın ve tekrar iletişi kurmaya çalışın!


Bırakın küstah sizi de tanısın

İlk tanıştığınızda gösterdiğiniz kendine güvenin yerini başka bir tutumun almasına izin vermeyin. Unutmayın o, ayakları üzerinde durabilen özgür kıza aşık oldu. Şov için en iyi zamanla onun yakın arkadaşıyla buluştuğunuz gündür. Güçlü kadın olun ve bırakın karşınızdakiler sizin için uğraşsın.


Her daim nazik ve kibar olun.

Birbirinize nazik ve kibar olmak için birbirinizi fazla iyi tanıdığınızı mı düşünüyorsunuz kesinlikle yanılıyorsunuz. Denerseniz, kendiniz de sonuçlarını hemen göreceksiniz. Size su getirirse ona mutlaka teşekkür edin. Ona her zaman aynı şeyi onun için sizin de yapabileceğinizi hissettirin. "Aşk ve Gurur" romanını tekrar okuyun. Kaybettiğiniz romantizmi bulmanıza yardımcı olacaktır.