24 Haziran 2008 Salı

RUH HALİNİZE GÖRE BESLENİN

Beynimiz vücudumuzun kucuk bir bolumunu olustursa da, yiyeceklerle alinan enerjinin yuzde yirmisini harcar. Belirli yiyecekler algilama yetenegimizi arttirir, daha verimli yapar, daha hizli dusunmemizi ve dikkatimizi daha iyi vermemizi saglar.

BELLEK

HAVUC: Hatirlama yetenegimizi arttirir, cunku havuc beyin metabolizmasini canlandirir. Bir sey ezberlerken bir ufak tabak sivi yagli havuc salatasi yiyin.

ANANAS: Tiyatro sanatcilarinin ve muzisyenlerin ihtiyaci olan bir meyvedir. Ornegin uzun bir metin ezberleyebilmek icin fazla miktarda C vitaminine ihtiyac vardir. Ayrica onemli bir eser halinde element olan mangan icerir.

AVOKADO: Kisa sureli bellek icindir (Ornegin alisveris listesini yaparken). Fazla miktarda yag asidi icerir. Yarim avokado yeterlidir.

MUTLULUK

KIRMIZI BIBER: Ne kadar aci olursa o kadar iyidir. Aroma maddeleri vucudun kendi mutluluk hormonu endorphinin salgilanmasini hareketlendirir. En iyisi cig yenmeli.

CILEK: Stresi giderir. Lifli maddesi mutluluk verir. Dozu en az 150 gram.

MUZ: Sirri serotonin. Bu maddeye beynimizin mutlu olmasi icin ihtiyaci vardir.

OGRENME

LAHANA: Sinirliligi giderir (tiroit bezlerinin aktivitesini yavaslattigi icin). Daha stressiz ogrenilir (ornegin sinav oncesi).

LIMON: C vitamininden dolayi canlandirir, algilama yetenegini artirir. Dil ogrenme kursundan once 1 bardak limon suyu icin.

YABAN MERSINI: Uzun sureli bir ogrenmede ideal bir meyvedir. Beynin kanladaha iyi beslenmesini saglar.

DIKKAT VERME

KARIDES: Beyin besinidir. Vucuda onemli omega 3 yag asitleri saglar. Dikkat verme suresini daha uzatir.

SOGAN: Asiri yipranmaya, fiziksel yorgunluga karsi. Kani sulandirir, beyin oksijeni daha iyi alir.

CEVIZ, FINDIK, FISTIK: Konferanslarda, konserlerde, uzun araba yolculuklarinda, sinirleri kuvvetlendirirken, beyindeki haber alma maddelerinin olusumunu hareketlendirirler.

YARATICILIK

ZENCEFIL: Icerdigi maddeler beynin yeni fikirler uretmesini saglar. Kan sulandigi icin vucutta daha serbest akar, beyin oksijenle beslenir.

KIMYON: Insanin aklina birden bir fikir getirtir. Icerdigi ucucu yaglar butun sinir sistemini uyarir, ancak yaratici dusunce sartiyla. Aniden bir fikre, bir bulusa ihtiyaci olan kimyon cayi icmelidir (bir fincana iki tatli kasigi dolusu kimyonla).

STRESE KARSI
Gerginsek ne yapariz? Bir fincan kahve veya bir kola iceriz. Bu da yetmezse cikolata ve hamburger yeriz. Boylece daha fazla strese gireriz. Besleyici maddelerin eksIkligi, cok miktarda kafein ve seker sinirleri iyice bozar dahasi vucudun savunma sistemini, direncini zayiflatir. Dogru bir beslenme stresli zamanlarin ustesinden gelmemizde bize yardimci olacaktir. Bunun icin de yanlis aliskanliklarimizi degistirmemiz gerekecektir.

KAHVALTI ONEMLiDiR
Kahvalti etmeden disari cikmayin. Sabahlari enerji depomuz bostur,beynin akaryakiti yoktur. Bu yuzden yataktan kalkinca biraz hassas, alingan, sinirli ve dikkatsiz olmamiza sasirmamali. Okul cocuklari ile yapilan bir arastirmada iyi bir kahvalti edenlerin daha verimli olduklari ortaya cikmistir. Kahvaltida karbonhidrat ile protein dogru bir karisimdir.Ornegin kepek veya cavdar ekmegi ile peynir veya yulaf ezmesi ile meyve veya yogurt. Kahveyi azaltin. Sabahlari bir iki fincan kahve uyku sersemliginizi gidermede yardimci olur. Fazlasi ise sadece kalp carpintisina ve huzursuzluga, daha sonralari da uykusuzluga yol acmakla kalmayip hassas insanlarda korkuya ve endiseye de neden olur. Kolali ickiler de kafeinicerir.
Cikolata yerine meyve yiyin. Arada bir yenen cikolataya bir diyecegimiz yok. Fakat fazla miktarda seker kan sekerini altust eder. Seker miktari once artar, sonra hemen duser. Sonucta yorgunluk ve tatlilara karsi istek ortaya cikar. Buna karsilik meyve veya kepek, cavdar urunleri organizma tarafindan daha yavas enerjiye donusturulur, kan sekerinin dengesi bozulmaz.
Sik sIk bir seyler atistirin. Buyuk porsiyonlu ve yagli yemekler hemen hemen uyku ilaci etkisi yapar. Fazla yag ayrica bagisIklik sistemini zayiflatir. Fakat gunde bir cok defa yenen birkac lokmalik bir sey enerjiyi ayni duzeyde tutar.
Alkolun olumsuz etkisi. Cok fazla alkol acisini ertesi sabah sadece bas agrisi ile degil, unutkan ve dikkatsiz olmakla cikarir.

SiNiR BESiNLERi

Onemli anti-stres maddeleri mineral olarak kalsiyum (sut urunlerinde, yesil sebzelerde) ve magnezyumdur (kepek, cavdar, baklagiller, bal kabagi ve aycicegi cekirdegi). B vitaminleri grubu ayni zamanda sinir vitaminleri olarak adlandirilir. B vitaminleri ette, balikta, kepek cavdar urunlerinde ve koyu yesil sebzelerde bulunur. Sunu da aklinizdan cikarmamalisiniz; stres vitaminlere ve minerallere olan ihtiyaci arttirir. Bunun stratejisi sudur: bol miktarda antioksidan vitaminler, yani C, E, beta-karotin vitaminleri ve selen. Pratik olarak bunun anlami: Gunde bes kere ufak porsiyonlar halinde meyve veya sebze, her gun zeytinyagi soslu salata ve yulaf ezmesi veya kepek ya da cavdar ekmegi yemektir. Selen kepek ve cavdarin disinda balikta da bulunur.

VİTAMİN REHBERİ (3)

40-50'Lİ YAŞLAR
Beslenmenize özen gösterin
PSİKOLOJİ: Zaman hızla akıp gitti, değil mi? Bir de baktınız ki 40'lı yaşlara gelmişsiniz! Üstelik hâlâ çok gençsiniz ve istediklerinizi yapabilirsiniz. Hayata daha pozitif bakmak için meditasyon ve yoga yapın. Ayrıca kitap okumanın hücreleri canlandırdığını, ezber çalışmasının da beyninizde adeta jogging etkisi yarattığını biliyor muydunuz?
BESLENME VE VİTAMİNLER: Katı yağlardan ve kırmızı etten kaçının. Osteoporozdan korunmak için bol miktarda yeşillik ve kalsiyum içerikli vitaminler tüketin. Bu yaşlarda takviyeye ihtiyacınız var. Bunlar; C vitamini, E vitamini betakaroten, selenyum, koenzim Q - 10, üzüm çekirdeği ekstresi, sarmısak, omega 3 yağ asitleri gibi maddeler.
HORMONLAR: Modern bir kadın olarak, menopoz sonrası eksilen kadınlık hormonları östrojen ve progesteron'un takviyesine yabancı değilsiniz; yani Hormon Replasman Tedavisi'ne (HRT). Bu tedavinin amacı, östrojen ve progesteron kaybı nedeniyle oluşan kalp krizi ve osteoporoz riskini azaltmak, estetik açıdan yaşlanmanızı engellemek ve duygusal sorunlarınızın giderilmesine yardımcı olmak. Tabii ki HRT almak için mutlaka doktor gözetiminde olmalısınız. Olası göğüs kanseri riskine karşı her yıl mamografi çektirin. Her yıl düzenli olarak check-up'tan geçin.
SPOR: Siz, bilinçli bir Formsante okurusunuz ve 'Bu yaştan sonra spor yapılır mı?' düşüncesinin ne denli yanlış olduğunu biliyorsunuz. Sağlıklı yaşam ve kilo vermek için en iyi egzersiz, aerobik tarzda, yani vücuda oksijen kazandıran egzersizler. Uzmanlara göre, herkesin rahatlıkla uygulayabileceği en iyi egzersiz, yürüyüş yapmak! Dolayısıyla haftanın 5 günü yarımşar saat yürüyün.

24 Mayıs 2008 Cumartesi

Vitamin Rehberi (2)

30-40'LI YAŞLAR
Hormonlara dikkat!

PSİKOLOJİ: Soluk alacak zamanınız yok... Öyle ya, bir an önce kariyer sahibi olmalısınız! Ancak unutmayın ki, başarısızlık korkusu ve stres, zamanından önce yaşlanmanın en önemli faktörleri. O halde, kendinize zaman ayırın. Unutmayın, kendinize ayıracağınız zaman, stres nedeniyle yükselen kortizol değerlerinizin düşmesini de sağlar. (Kortizol, hücrelere ve metabolizmaya zarar vererek yaşlanmayı hızlandıran bir hormon.) Bunun en iyi yolu, zihin, beden ve ruhun bütünleşmesini sağlayan yoga ve meditasyon yapmak.
BESLENME VE VİTAMİNLER: Kırmızı eti haftada bir iki kez tüketmenizde bir sakınca yok; tabii yağsız bölgelerini! Besinlerde kilo aldıran unsur, ölçüsüz yenen yağlı yiyecekler ve basit şekerli gıdalardır. Ancak yağı tamamen kesmeniz veya çok azaltmanız da doğru değil. Tercihiniz zeytin yağı olmalı ve mümkünse pişirmeden tüketmelisiniz. Şeker kullanımını da önce yarıya, sonraları dörtte bire indirin. En önemlisi de hücrelerinizi serbest radikallerin zararlarından korumak için günde en az 5 kez sebze ve meyve yemeyi ihmal etmeyin! Sebzeleri mümkün olduğunca çiğ ya da az pişmiş olarak yiyin. Çünkü sebzeler pişirildiklerinde vitamin değerlerini yüzde 20 - 80 oranında kaybediyorlar. Brokoli, maydanoz ve su teresi sadece aklınızda değil, aynı zamanda sofranızda da bulunsun! Bu sebzeler, vücudunuzu toksinlerden arındıran etkiye sahip. Mutlaka kalsiyum içeriği yüksek olan gıdaları tüketmelisiniz eğer yapamıyorsanız kalsiyum içeren vitamin takviyeleri de kullanabilirsiniz. Eğer spor yapıyor ya da yoğun stres ortamında çalışıyorsanız, vücudunuzun halsiz kalmaması ve yıpranmaması için C ve E vitamini içeren multivitamin takviye edin; tabii bir sağlık uzmanına danışarak!
HORMONLAR: 30'lu yaşlardan itibaren vücudumuz bir yandan serbest radikallerle başetmeye çalışırken diğer yandan yavaş yavaş başka bir olumsuzluk ortaya çıkıyor; hormon seviyesinin düşmesi! Bu yaşlarda, vücudumuzdaki çeşitli bezlerden salgılanan ve etkilerini çeşitli organlarla, sistemler üzerinde gösteren hormonlarımız, 30 yaşından sonra azalmaya başlıyor. Bu hormonlardan en önemlisi, 'büyüme hormonu'. Büyüme hormonunun azalması, diğer hormonların da azalmasına ve organların iyi çalışamamasına neden oluyor. Ancak azalan hormonları yerine koymak için hemen hormon takviyesi gerekmiyor çünkü uzun süreli hormon kullanımlarının sonuçları hakkında hala net bilgiler yok bu nedenle öncelikle doğal yöntemler deneniyor. Örneğin; bazı günler akşam yemeklerini atlayarak, kas çalışmaları yaparak, ideal kilonuza ulaşarak, belirli bazı besinler ve vitamin takviyelerine öncelik vererek büyüme hormonunun seviyesini artırabilirsiniz.
SPOR: Egzersizlerin olumlu etkilerini görebilmeniz için haftada en az 5 gün uygulamaya özen gösterin. Tabii spor yapmaya başlamadan önce mutlaka uzmanından bilgi almayı da ihmal etmeyin. Unutmayın, amacınız, aslında kilo vermek değil, yağ kilolarını kaybetmek. Yani kas kaybetmek değil, yağ kaybetmek. Her iki günde bir yarım saat ya da 45 dakika jogging yapabilirsiniz. Hafta sonları da iki saat bisiklete binebilir, yüzebilir, dans edebilir ya da yine jogging yapabilirsiniz.

21 Mayıs 2008 Çarşamba

Vitamin Rehberi




Yıllarca genç kalmak için...Hangi yaşta ne yapmalı?
Serbest radikaller, hormonların azalması ve sağlıksız yaşam. Sağlıklı bir yaşlılık için bu üç faktöre karşı savaş açmanız gerekiyor. Özellikle beslenme şeklinizde yapacağınız değişiklikler ve vitamin desteğiyle biyolojik yaşınızı değiştirmeniz mümkün.. Tabii spor yapmayı da ihmal etmeyerek.










20-30'LU YAŞLAR
Sağlıklı bir gelecek için önleminizi alın
PSİKOLOJİ: Hayat şimdi başlıyor! Eğlenmek ve hızlı bir tempoda yaşamak elbette sizin hakkınız! Ancak 20 - 30'lu yaşların, ileride oluşabilecek sağlık sorunlarının temelini oluşturduğunu da unutmayın! Dolayısıyla bu yaşlarda ideal kilonuzu koruyun, sigara içmeyin ve aşırı alkol almayın! Yani genç kalmak için sağlıklı yaşamdan vazgeçmeyin!
BESLENME VE VİTAMİNLER: İstediğiniz her türlü besini rahatlıkla yiyebileceğiniz yaştasınız. Ancak ileride herhangi bir sağlık problemiyle karşılaşmamak ve gençliğinizi korumak için dengeli beslenin. Serbest radikal denilen zararlı maddeler vücudumuzda yavaş yavaş hasarlara neden olmaya başlıyor bu nedenle uzmanlar antioksidanlara bu yaşlarda da ihtiyaç olduğuna dikkat çekiyor. Ayrıca doğurganlık yaşına gelmiş tüm kadınların folik asit takviyesine başlamasını tavsiye ediyorlar. Günlük kalori ihtiyacının yüzde 55 - 65'inin karbonhidratlardan, yüzde 20 - 30'unun yağlardan ve yüzde 20 - 25'inin proteinlerden alınması gerektiğine dikkat çekiyorlar. Ancak partide zayıf görünmek ya da son anda karar verdiğiniz tatilde bikininizi giyebilmek için şok diyetler uygulamaktan kaçının. Çünkü sıkı uyguladığınız diyeti bıraktığınızda, yağ depolama mekanizması daha da hızlı çalışarak bulabildiği tüm fazla kalorileri yağa çevirir.
HORMONLAR: Testosteron ve kortizol gibi hormonlar, bilgi aktarımını sağlayan 'ileti' maddeleridir. Vücudumuzdaki çeşitli bezlerden salgılanan bu hormonlar, kan dolaşımı aracılığıyla organlara ulaşıyor ve orada biyokimyasal reaksiyonlar oluşturuyor. Örneğin; stres gibi! Bu yaşlarda vücudunuz yeterli miktarda hormon salgılayabiliyor. Ancak 30 yaşını geçtikten sonra hormon salgılanmasında azalma görülüyor! Bunun sonucunda stres katsayısı artıyor ve vücudunuz serbest radikallere karşı etkin bir koruma sağlayamıyor.
SPOR: Bu yaşlarda kazanacağınız 'güç', biyolojik yaşınızın temelini oluşturacak. Dolayısıyla her gün spor yaparak 'kemik' ve 'kas' kitlesini güçlendirmeye özen gösterin. Genç kalmanın ve sağlıklı yaşamanın yolu, düzenli olarak spor yapmaktan geçiyor. Çünkü egzersizler, büyüme hormonunun salgılanmasını sağlıyor. Sporu abartmak ise tam tersine yaşlanma sürecini hızlandırıyor. Uzmanlara göre; vücudumuza oksijen kazandıran, belirli bir sürede ve devamlılıkta yapılan, büyük kas gruplarını çalıştıran, nabzı hafif derecede yükselten ve sizi nefes nefese bırakmayan "aerobik " türü egzersizler yarar sağlıyor. Danstan yüzmeye, stepten bisiklete kadar pek çok sporu yapabilirsiniz.

3 Mayıs 2008 Cumartesi

Her Kadın Güzeldir !


Hanımlar farklı görünmemizi sağlayacak 4 öneri.


Yüzünüze ve yaşam stilinize en fazla uyan saç kesimini bulun


En uygun saç kesimi için tabii ki, yüzünüze ne kadar uyduğunu belirlemek önemli. Ama burada kuaförlerin atlanmaması gereken bir tavsiyesi var; o kesim size çok uysa bile, yaşam tarzınıza uymayabilir. Örneğin sabahları çok uğraşmanızı ya da neredeyse her gün fön çektirmenizi gerektirebilir. İşte bu nedenle saçlarınızı kestirirken gerçekçi olun ve yüzünüz kadar yaşam şeklinizi de göz önünde bulundurun. Kuaförlerin, bu konudaki bir başka tavsiyesi de zamanı kısıtlı olan kadınların katlı kesimden şaşmamaları özellikle de saçları düzse... Böylece sadece hacim veren bir köpük sürerek ve kurutarak harika görünebilirler.
Doğru fırça ve aplikatörü seçin...

Allık ya da pudra sürmek için sadece onların ambalajlarından çıkan minik fırçaları kullanıyorsanız, bu makyajınızı hiçbir zaman "tam kapasite" yapamadığınız anlamına gelir. İşte o nedenle makyözlerin önerisi, çantanızda mutlaka büyük boy, profesyonel bir fırça bulundurmanız ve onu sık sık kullanmanız. Farkı fark edeceksiniz!
Bronzlaşın; bu her zaman işe yarar

Tabii ki güneşin ışınlarıyla değil! Bronz görünmek her zaman sizi en güzel halinize ulaştırmak için etkili bir yol olsa da, yine de güneşin zararlı etkileriyle cildinizin sağlığını riske etmeye değmez. Üstelik "sahte" bronzluk için yararlanacağınız o kadar çok ürün var ki! Allıklar, pudralar ve otobronzan kremler size muhteşem bir bronzluk ve bunun yanında daha canlı ve genç bir görünüm armağan etmek için sıradalar. Uzmanların, bu konudaki tavsiyesi ise her zaman teninizden sadece bir ton koyu bronz ürün seçmeniz, yani aşırıya kaçmamanız.
Güneş koruyucunuz olmadan asla dışarı bir adım bile atmayın

Yazının başında, önerilerimizin sizi bugün ve 10 yıl boyunca güzel kılacağını ifade etmiştik. İşte bu önerimiz, önünüzdeki 10 yılı güzel geçirmenizi garantileyecek olanlardan. Dermatoloji uzmanları, yaz kış güneş koruyucu krem kullanmanın bir alışkanlık haline gelmesi konusunda hem fikir. Bizim tavsiyemiz ise, hem banyonuzda - örneğin saç fırçanızın hemen yanında- hem de çantanızda bir tane bulundurmanız.

18 Kasım 2007 Pazar

Yüksek topuklu ayakkabıların çekiciliği....

Kadınlardaki yüksek topuk tutkusunun bedelini ayaklar öder. Kemik çıkıntılarından, nasıra, ağrıdan parmaklardaki şekil bozukluklarına kadar pek çok sorun çıkabilir.

Ayağınızı yüksek topuk hasarından korumak için beş öneri :

1- Ayağınıza en iyi uyan ayakkabıları alın. Ayakkabıyı denerken yüksek topuk nedeniyle ayağınızın ne kadar öne kaydığına dikkat edin. Eğer ayakkabıyı giydiğinizde topuğunuzun arkasında işaret parmağınızın rahatlıkla sığacağı kadar boşluk kalıyorsa, ayağınız fazlasıyla öne kaymıştır ve o ayakkabı ayağınıza iyi uymuyordur.
2- Ayak tabanınızda ağrı varsa ayakkabının içine ortopedik tam bir tabanlık yerleştirin veya topuklu ayakkabılarla uzun süre ayakta duruyorsanız, ayakkabının ön tarafına konulan silikon metatars yastıkçıkları kullanın. Bunlar mükemmel bir amortisördür, sizi hem rahatlatır, hem de kısmen korur.
3- Denge için kalın topukları seçin. Ayakkabının topuğu ne kadar kalınsa dengeniz daha iyi olacaktır ve vücudun yükü ayak üzerine daha eşit biçimde dağılacaktır. Her gün farklı yükseklikte topuklu ayakkabı giyilmesi de, yukarı da bahsettiğim ail tendonuyla ilgili sorunları azaltacaktır.
4- Ayakkabının ''eğimine'' dikkat edin. Öne doğru eğimi daha hafif olan ayakkabılar daha az ağrıya neden olur.5- Parmaklarda nasır oluşmasını önlemek için, parmakları açıkta bırakan yüksek topuklu ayakkabıları tercih edin.

Ayak sağlığı uzmanına görünün
Ayaklarınızı hem nasırlar, hem de diğer oluşumlar nedeniyle arada bir ayak sağlığı uzmanına gösterin, önerilerini alın. Gerekirse önleyici taban veya yastıkçıklar kullanın. Devam eden bir rahatsızlığınız veya şikâyetiniz varsa zaman kaybetmeden bir ortopedi uzmanına muayene olun.

13 Kasım 2007 Salı

Kahvenin faydaları ve zararları


Zararları:

Yüksek tansiyon
Edinburgh Üniversitesi uzmanlarının yaptığı bir araştırmayla, kahvenin tansiyona olan etkisiyle ilgili görüşler yeni bir ivme kazandı. Düzenli olarak günde dörtbeş bardak kahve içenler üzerinde yapılan araştırmalarda kandaki basınç, yani tansiyon hızla yükseldi. Yapılan testlerde, yüksek miktarda kahve tüketiminin tansiyonu hızla yükselttiği görüldü.

Kalp
Aşırı kahve tüketimi kalbin ritmini olumsuz yönde etkiliyor. Kahvenin içerdiği kafein fazla tüketildiğinde, kalpte ritim bozuklukları meydana gelebiliyor. Düzensiz kalp atışları ve kalp çarpıntısına neden olabiliyor. Doktorlar özellikle kalp hastalarının sınırlı miktarda kahve içmelerini tavsiye ediyor.

Mide
Kahve, ülseri tetikliyor ve midenin asit salgılamasını uyarıyor. Bu nedenle mide hastalarının günde 2 fincanı geçmemeleri gerekiyor.

Şeker hastalığı
Amerika'da yapılan araştırmalarda, yemek zamanlarında yükselen kan şekeriyle birlikte tüketilen kahvenin şeker hastalığını olumsuz yönde etkilediği ortaya çıktı. Uzmanlar şeker hastalarının da kahveyi sınırlı tüketmesini öneriyor.

Su kaybı
Uzmanların bir kısmı kahvenin vücutta sıvı kaybına neden olduğunu savunurken, bir kısmı da bu kaybın önemsiz derecede az olduğunu savunuyorlar. Fakat yine de ağır basan görüş diğer kafeinli içecekler gibi kahvenin de vücutta su kaybı yarattığı yönünde.

Doğurganlık
Günde üç fincan veya daha fazla kahve içmek, kadının doğurganlık oranını azaltıyor. Çünkü aşırı miktarda kafein tüketimi yumurtlamayı olumsuz etkiliyor. Brezilya'da bulunan Sao Paulo Üniversitesi uzmanlarının yaptığı araştırmalarda ise her gün düzenli olarak kahve içen erkeklerin içmeyenlere oranla daha güçlü spermleri olduğu kanıtlandı. Kafeinin spermin üzerinde uyarıcı etkisi olduğunu savunan uzmanlar, bunun merkezi sinir sisteminde de aynı etkiyi gösterdiğini iddia ediyorlar.

Hamilelik
Kafeinin anne karnındaki bebeğe zararlı olduğu biliniyor. Uzmanlar, hamile kadınların günlük kafein tüketme sınırlarının 300 mg ile sınıtlı kalması gerektiğini belirtiyor.

Faydaları:
Kahve zararı kadar yararının olmasıyla oldukça kafa karıştırıyor. Örneğin; yeşil ve siyah çay gibi, kahve de antioksidanlar içeriyor. Bu da kansere yol açan hücrelerin çoğalmasını engelliyor.

Cilt
ABD'de yapılan bir araştırmada, kahvenin ve egzersizin güneş ışınlarının neden olduğu cilt kanserinden koruduğu ortaya çıktı. New Jersey’deki Rutgers Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre, fiziksel egzersizle birlikte ölçülü kahve tüketimi, güneşin ultraviyole B (UVB) ışınlarının yol açtığı kanserojen etkileri ortadan kaldırabiliyor.

Safra taşları
Kadın vücudu erkeğe kıyasla iki kat daha fazla safra taşı üretiyor. Günde dört bardak kahve içen kadınların içmeyenlere oranla yüzde 25 daha az safra taşından şikayet ettiği kanıtlandı.
Kahve konsantrasyona yardımcı oluyor. Yapılan araştırmalarda, okul çağındaki çocukların az miktarda kahve ile süt içtiklerinde sabahki derslerinde daha başarılı oldukları görülüyor.

Parkinson
Yapılan bir araştırmada günde bir fincan kahve içen erkeklerin parkinson hastalığı riskinin yüzde 40’a varan oranlarda azaldığı ortaya çıkarılmıştır. Bununla beraber menopoz sonrası ostrojen terapisi gören kadınlarda kahve tüketimi Parkinson Hastalığı riskini arttırmakta...

Karaciğer
Kahve tüketmek özellikle siroz yüzünden oluşan karaciğer kanseri riskinin azaltılmasına yardımcı oluyor. Düzenli kahve içenlerin siroz gibi karaciğer rahatsızlıklarından daha az şikayet ettiği görülüyor.

Kaynak : Milliyet Gazetesi